Erol Akyavaş Hakkında
Erol Akyavaş ile ilgili yazı yazmam talep edildiğinde 3 büyük zorlukla karşı karşıya kaldım.
Birincisi, yazı yazmak
İkincisi, Erol Akyavaş hakkında yazmak
Üçüncüsü ise onu kaybedişimizin ardından yazmak.
Erol Akyavaş’ın sanatı ile ilgili, değerli kalemler tarafından şu ana kadar aktarılan bilgilere ilave edeceğim yorumlar muhtemelen çok fazla olmayacak.
Çünkü, ben daha farklı bir konuya değinmek istiyorum.
Evet, bir sanatçıyı yitirdiğimizde önce onu kaybettiğimiz için hemen akabinde ise yeni eserler üretemeyeceği için üzülürüz. Genel olarak, sanatçılar kültürel ve sanatsal aktiviteleri ile anlamlandırılıp tanımlanırlar. Yorumlar ve değerlendirmeler çoğunlukla bu eksene odaklanmıştır.
Oysa, gerçek bir sanatçı, yaşarken çevresine sürekli bir etki yaymakta, varlıklar nesneler, fikirler onun tarafından yoğurulmakta ve yine bütün bunlar onun tarafından etkilenmektedirler.
Bence, asıl sarsıcı ve üzücü kayıp bu etkileşimin sona ermiş olmasıdır. Erol Akyavaş’ın yaşamı boyunca çevresini oluşturan bütün bu varlık, nesne ve fikirler; fırçası, boyaları ve tuvalinden yemek masasına, dertleştiği, tartıştığı, dinlediği dostlarından heyecanlandırdığı sevdiklerine, üzerinde çalıştığı dökümanlardan yarım kalan çalışmalarına kadar, hepsi, artık onun etkisinden yoksun kalacaktır.
Geride bıraktığı eserler ise bu çaba ve yaşamın sembolleridir. Bu semboller, dar bir sentez kalıbına sığmayacak kadar dengeye, özgürlük adına anlaşılmazlığın arkasına sığınmayacak kadar dürüstlüğe ve netliğe, tadına varılmasını arzulayacak kadar sağlam bir içgörü sahipliğine tanıklık etmektedirler. Erol Akyavaş ‘ın sembolleri olan eserlerini, iyi okuyabilen, arkasındaki yaşamı kavrayabilenler, ne kadar önemli bir değeri yitirdiğimizi daha iyi anlayacaklardır.
Acılıyız
Günümüzde, hem toplumsal yönlenmeler çok süratli değişebilmekte ve içerik özürlü, kaygan benzeşim rüzgarları esmekte, hemde, gözlük markası tutuculuğu yaparmışçasına, yaşamı aynı renkte görme alışkanlığı kemikleşmektedir. Elbette, bu gelgitlere karşın, sağduyu, ilmi titizlik ve erdemli yaşama bilinci azımsanamayacak bir etkinlik halesi oluşturmaktadır.
Bu halenin sembollerini örenlerden biri olan Erol Akyavaş’ı yitirdiğimiz için acılıyız.
Peyami Gürel 24.04.1999