Ebrudan Modern Resme / Beşir Ayvazoğlu
– –
Peyami Gürel’in Cemal Reşit Rey Konser Salonu Fuayesi’nde sergilenen resimlerini gördünüz mü? Aşağı yukarı dört yıl aradan sonra yepyeni bir anlayışla karşımıza çıkan değerli sanatkâr, yıllarca emek verdiği ebru sanatından modern resme yumuşak bir geçiş yaparak yeni ifade yolları aramaya başladı. Taksim Sanat Galerisi’nde 1996 Mayıs’ında açtığı bir önceki sergisinde ebrunun sınırlarını zorlayan denemelerle dikkatimizi çekmişti. O zaman yazdığım eleştiride, Peyami’nin farklı (hatta yer yer frapan) denemelerine rağmen geleneğin içinde kalmayı başardığını, bu başarısında modern resim hakkındaki geniş bilgisinin de önemli bir paya sahip olduğunu belirtmiştim. Yeni sergisindeki resimler, Peyami’nin bir önceki sergisinde ortaya çıkan bazı eğilimlerinin derinleştiğini ve ön plana çıktığını gösteriyor. Daha önce modern resmin imkânlarını ebruda kullanmaya çalışan Peyami’nin şimdi ebrunun imkânlarını modern resme taşıdığı söylenebilir.
Peyami Gürel, yeni resimlerinde, son derece ekonomik kullanarak pastel renklerin içinde erittiği, çivi yazısı, kufi yazı, usturlab, bazı minyatürlerden ufak detaylar ve geometrik tezyinat gibi figüratif unsurlarla medeniyetlerin oluşumunu anlatıyor. Bu resimlere bakarken, insanlığın yaşadığı büyük ve esrarlı macerayı, geçmişe doğru, bir tül perde arkasından seyrediyormuş gibi duyguya kapılıyorsunuz. Ancak biraz yoğunlaştığınız zaman Peyami’nin, ebrudan gelen bir alışkanlık ve akışkanlıkla, eşyanın arka planına geçmek için çabaladığını fark ediyorsunuz. Bu yönüyle onun sanatının rahmetli Erol Akyavaş’ın sanatıyla belli belirsiz bir akrabalık taşıdığı da söylenebilir.
Resim meraklıları, yollarını Cemal Reşit Rey Konser Salonu’na bir şekilde düşürüp Peyami Gürel’in son resimlerini görmeliler. Biraz acele etsinler, çünkü yarın son gün.
Peyami Gürel, modern resme yumuşak bir geçiş yaparken ebru sanatının önemli başka bir ismi Hikmet Barutçugil, İhsaniye’deki Ebristan’da, yani ebru evinde bu sanatı günlük hayatımıza mal etmek için olağanüstü bir gayret gösteriyor. Bu arada “Renklerin Sonsuzluğu / Infinity of Colours” adlı bir ebru kitabı çıkaran Barutçugil de, Peyami Gürel gibi, bu kadim sanatın imkanlarını genişleterek yeni ufuklara açılmak isteyen bir sanatkârdır.
Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfının katkılarıyla Türkçe—İngilizce olarak yayımlanan “Renklerin Sonsuzluğu”, ebru sanatının tarihinden tekniğine kadar bütün yönleriyle anlatıldığı, iç düzeni, kâğıdı ve baskısıyla da göz dolduran bir kitap. Annemarie Schimmel, bu kitap için kaleme aldığı kısa takdim yazısında ebru sanatını tasavvufî istilahları kullanarak şöyle anlatıyor:
“Ebrucu güya âlem-i misalde mahfî olan şekilleri âlem-i şehâdete getirip bize gösteriyor; semavî bahçelerde büyüyen güllerle lâleleri mucizevî kuvvetiyle en-cazip þekillerde kâğıdın sathına garsediyor.”
“Renklerin Sonsuzluğu” çok sayıda fotoğraf ve çizimle, ayrıca sonuna eklenen orijinal ebru örnekleriyle çok özel bir kitap haline getirilmiş. Evet özel bir kitap. Meraklılarına duyururum; ama doğrusu nasıl temin edebilecekleri hakkında hiçbir fikrim yok.
Yeri gelmişken Turan M. Türkmenoğlu’nun “Sudaki Nakış / Marbling Paper” adlı ebru kitabından da söz etmeliyim. Mustafa Düzgünman ekolünden bir ebrucu olan Türkmenoğlu’nun asıl mesleği sahhaflıktır. Sahhaflar Çarşısına yolu düşen kitap kurtları ve klasik sanatlarımızın meraklıları ona, yani Turan Kitabevi’ne uğramadan edemezler.
Sudaki Nakış
Türkmenoğlu dostumuzun kurduğu Milenyum Yayınları’nın ilk kitabı olan “Sudaki Nakış”, ebrunun tarihi ve tekniği hakkında özlü bilgilerin yer aldığı, çizimlerle ye renkli resimlerle bezenmiş güzel bir kitap. En önemli özelliği ise, zengin bibliyografyası. Yerli ve yabancı, 725 kitap ve makalenin künyesini ihtiva eden bu bibliyografya, ebru konusunda araþtırma yapmak isteyenlerin işine çok yarayacaktır. Kitapta ayrıca ebru koleksiyonu yapan kişi ve kuruluşlar hakkında geniş bilgi var. Meraklılar “Turan Kitabevi, Sahaflar Çarşısı, No: 39, Beyazıt / İstanbul (Tel: 0212—522 15 53)” adresine yazarak temin edebilirler.